Küre Yayınları Hayal Perdesi Sinema Kitaplığı tarafından Ali Özuyar imzasıyla yayınlanan “Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928)” sinema meraklılarını, 100. yılını kutlayan Türk sinemasının toplumsal tarihinde keyifli ve derinlikli bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Yeni Şafak | | 16 Mart 2015, 18:46
HİLAL TURAN
Sinemanın Türkiye’deki tarihi, Batılılılaşma süreciyle yaşıttır. Bu nedenle aslında sinemanın Türkiye’deki serüvenini anlamak, aynı zamanda Türk modernleşmesinin kendine has dinamiklerini anlamak için de ciddi bir kapı aralar. Tam da bu nedenle sinema tarihi araştırmaları, Türkiye’de sinemanın gelişimini anlamaktan çok daha ötesini sunar bize.
Fransız Lumiere Kardeşler tarafından 1895’te icat olunan “sinematograf”ın Osmanlı topraklarında yankı bulması çok gecikmez. Nitekim Lumiere’lerin, ekranda ilk kez gördükleri trenin gerçekten üstlerine doğru geldiğini düşünerek izleyicilerin koşar adım kaçtığı o meşhur ilk gösterimi, üzerinden bir ay geçmeden Servet-i Fünun dergisindeki bir makaleye de konu olacaktır. Sinemanın Türk matbuatına yansıması, sinemanın Türkiye’deki seyrini ve nasıl algılandığını göstermesi açısından ilginç veriler sunmasına rağmen bu konuda doyurucu çalışmaların sayısı çok az.
GENİŞ KAPSAMLI BİR ÇALIŞMA
Küre Yayınları Hayal Perdesi Sinema Kitaplığı tarafından Türk Sinema Araştırmaları Projesi’nin katkısıyla ve Ali Özuyar imzasıyla yayınlanan Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928), Türk sinemasının 100. yılını kutladığımız bir dönemde sinema tarihi çalışmalarına, sinemayla ilk tecrübemizi dergiler üzerinden anlamayı hedefleyen özgün bir hediye sunuyor.
Matbuat üzerinden hareketle sessiz sinemanın Türkiye yıllarının daha geniş bir perspektiften okunmasına katkı sunmayı amaçlayan bu çalışma kapsamında, 1895-1928 yılları arasında Osmanlıca olarak yayımlanan gazeteler hariç, iki yüze yakın süreli yayın taranmış ve şimdilik 35 dergiden sinemayla ilgili yazılar sinemaseverlerin ilgisine sunulmuş. Geniş kapsamlı bir araştırmaya dayanan bu çalışmanın devamı da gelecek gibi görünüyor.
Sinemanın Osmanlı’ya girişinden itibaren latin alfabesine geçilen 1928 yılına kadar olan dönemde tüm ana akım fikir tartışmalarının tabiri caizse kaleleri olmuş, Servet-i Fünun, Sebilürreşat, İçtihad, Büyük Gazete, Yarın, Hayat, Gürbüz Türk Çocuğu gibi öncü dergilerden seçilerek latinize edilmiş 42 yazıya kronolojik olarak yer veren kitapta okumayı kolaylaştırmak için her bir makale sonuna bir sözlük de eklenmiş. Daha önce Osmanlıca sinema dergilerine dair benzer çalışmalar yapılmış olsa da Türk düşünce tarihine damgasını vurmuş matbuat üzerinden sinemaya bakışı yansıtan bu çalışma alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.
“Sinematografın cihan-ı medeniyyeyi istila ettiğinden” şikayet edenlerinden tutun, Lumierre kardeşlerin bu “ müteharrik görüntüleri” nasıl elde ettiğini bilimsel şekilde anlatanlara da, sinematografı “çare-i terakki” görüp, tedrisatta çocuklara dev sinema salonları kurma hayalleri kuranlara kadar biribirinden ilginç ve önemli yazılar içeren bu önemi antoloji, sinemanın toplumsal tarihine dair renkli bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Kitabın künyesi:
Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928)
Ali Özuyar
Hz: Barış Saydam
Küre Yayınları
Şubat 2015
176 sayfa