İbrahim Zeyd Gerçik
İstanbul: Küre Yayınları, 2009
Yönetim kitapları, son yıllarda iyiden iyiye gelişen bir tür. Belki de bu nedenle kitapçı raflarını en fazla işgal eden kitap türlerinin başında geliyor. Genellikle süslü ve çarpıcı başlıklarla okuyucuyu kendisine çeken ve kısa sürede nasıl iyi bir yönetici olacağınız yahut nasıl zengin olacağınız türünden sorulara cevap vermeyi vaat eden bu eserlerin, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hatırı sayılır bir okuyucu kitlesine hitap ettiği bir vakıa. Bu tür kitapların genellikle Batı menşeli olduğu ise, yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan yerli versiyonlarına rağmen, değişmeyen bir gerçek. Zira ister yerli bir yazar tarafından kaleme alınmış olsun, ister Batılı bir imza taşısın, bu kitapların değişmeyen özellikleri, Batılı dünya görüşünü ve hayat anlayışını aktarmaya ve yaygınlaştırmaya hizmet etmeleri. Çeşitli formlar ve adlar altında, çoğunlukla sihirli formüller arkasına saklanarak sunulan bu dünya tasavvurunun, çoğu insanın gözlerini kamaştırdığı ve bu durumun söz konusu eserlere yönelik eleştirel bir okumayı zorlaştırdığı ise ortada. Oysa her eser gibi, bu türden eserleri de, bütünüyle kabullenip hayata aktarmadan önce, iyi bir süzgeçten geçirmek gerekiyor.
Burada karşılaşılacak belki de ilk eleştiri, modern dünyanın iş ve yönetim alanlarında kullanabileceğimiz işe yarar bilgiyi, kendi özgün kaynaklarımızdan derleyemeyeceğimiz, bu nedenle de Batı’nın ürettiği bu türden bilgiyi fazla sorgulamadan tüketmek zorunda olduğumuz şeklinde olacaktır. Oysa geçtiğimiz günlerde Yönetim Kitaplığı serisi olarak Küre Yayınları’ndan çıkan iki eser, bunun aslında ne kadar zayıf bir savunma olduğunu ispat etmeyi başardı.
Başarılı bir eğitim yöneticisi olan İbrahim Zeyd Gerçik’in kaleme aldığı Her Dem Yeni ve Her Dem Güçlü adlı eserler, bugünün iş ve yönetim dünyasında başarılı ve aynı zamanda erdemli olmanın yollarını, kendi mirasımızdan yola çıkarak anlatıyor. Her Dem Yeni’de bir yönetim modeli olarak Mimar Sinan ve Süleymaniye’yi merkeze alarak, modern dünyada insan kaynakları ve proje yönetimine ilişkin önemli değerlendirmeler yapan yazar, Her Dem Güçlü’de Süleymaniye ekseninde, yönetim, psikoloji ve kurum kültürüne ışık tutuyor. Son derece özgün tespitlerle ortaya çıkan ve kurduğu şaşırtıcı bağlantılarla dikkat çeken çalışma, Batılı benzerlerinin çok üzerinde yetkinliği ve kendi dünyamızın içinden konuşması ile okuyucunun ilgisini fazlasıyla hak ediyor.