Filistin sorunu, içinde bulunduğumuz yüzyılın kronikleşen ve önümüzdeki yıllarda da sürekli karşımıza çıkacağı tahmin edilen tarihsel sorunlarından biri. Filistin’de bir Yahudi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan Balfour Deklarasyonu’ndan itibaren daha da ivme kazanan süreç, 1948’de İsrail’in kurulmasıyla içinden çıkılmaz bir hal almış, o günden bugüne yapılan savaşlardan, Batılı devletlerin liderliğinde yapılan görüşmelerden de bir sonuç çıkmamıştı. Yakın zamanlarda Küre Yayınları’ndan Avi Shlaim’in Filistin’i Bölüşmek kitabının 2. baskısı, Filistin tarihine ve günümüz İsrail’ine dair ezberleri bozan bir kitap olması hasebiyle dikkatleri üzerine çekiyor.
Geçtiğimiz haftalarda dünya gündeminde ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınma haberi yer alırken, aynı anda Gazze sınırında 60’dan fazla Filistinlinin İsrailli askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmesi kamuoyunda İsrail’in Ortadoğu’daki agresif ve sert tutumunu da tartışmalara konu etti. ABD elçiliğinin Kudüs’e taşındığı 14 Mayıs günü, İsrail’in kuruluş yıldönümüydü ve ertesi gün, yani 15 Mayıs’ta ise “Nekbe” yani “Büyük Felaket”in anma törenleri yapıldı. Nekbe, İsrail’in kuruluşuyla birlikte Filistinlilere reva görülen soykırım, sürgün, tehcir ve katliamların hepsinin genel adı. Günümüzde hâlâ devam eden, yaklaşık 10 milyona yakın Filistinli mültecinin içinden atamadığı süreç, en başından itibaren incelenmesi ve İslam dünyası tarafından ders alınması gereken bir izlek aynı zamanda.
Kitabına İsrail’de, kendi devletlerinin ortaya koyduğu resmi tarih tezleriyle savaşan bir grup akademisyenin kuruluş süreciyle ilgili yaptıkları çalışmaları anlatarak başlayan Avi Shlaim, Arapların birlikte hareket edememesinin bu önemli davada nelere mâl olduğunu Kral Abdullah üzerinden anlatıyor. Avi Shlaim’in yazdığı kitap, “Kral Abdullah, Siyonistler ve Filistin’i Taksim Siyaseti 1921-1951” alt başlığını taşıyor. İsrail’in kuruluş sürecinin, hiç de öyle İsraillilerin iddia ettiği gibi kolayca ve gönüllüce gerçekleşmediğini savunan bu akademisyenlere göre, Siyonist ideolojinin, “Arapların kendiliklerinden çıktıkları bölgelere Yahudiler yerleşti. Birçok yerde, sahipsiz topraklar ve köyler bulundu.” şeklindeki dayatması kocaman bir yalandan ibaret. Böylesine bir karşı duruşu İsrail’in içinden çıkan Yahudi akademisyenlerin sergiliyor oluşu, ayrıca önemli ve kıymetli tabii.
Kitap, ilk olarak 1990 yılında Oxford University Press tarafından basılmış. Avi Shlaim kitabın başında kendisini, “Bir üniversite hocası olarak geçirdiğim 45 yıl boyunca hep açık fikirli kalmaya gayret ettim ve başlangıçta konumumu bulgular ışığında daima gözden geçirdim.” diye tanımlıyor. Kendini böyle tanımlarken, yaşamının ilk yıllarında İsrail’de okuduğunu, İsrail ordusunda hizmet ettiğini, zamanında Arap-İsrail çatışmaları hakkında bütünüyle resmi tarih çizgisini benimsediğini de cümlelerine ekliyor.
Avi Shlaim’in önemli bir iddiası var, Shlaim’e göre Kral Abdullah’ın ordusunu Filistin’e göndermekteki amacı bir Yahudi devletinin kurulmasını engellemek değil, kendini Filistin’in Arap kısmının efendisi yapmaktı ki bu da bağımsız Filistin devletinin kuruluşunun engellenmesi manasına geliyordu. Shlaim’a göre Şerif Hüseyin I. Dünya Savaşı döneminde Arap üstünlüğüne inanan bir profil çizerken, oğlu Abdullah da Arap ayaklanmasının ardındaki itici güç olarak ortaya çıkıyor.
Avi Shlaim, 1. Dünya Savaşı’ndan itibaren Yahudilerin Filistin’e nasıl yerleştiklerini anlatırken, dönemin Arap ülkelerinin İsrail’e karşı ortak bir mücadele vermek yerine, kendi içlerindeki rekabet ve düşmanlıklara odaklandıklarını anlatmakla kalmıyor aynı zamanda Siyonistlere işgal için daha fazla güç ve fırsat verdiklerini de tarihî delilleriyle aktarırken adeta bugün yaşanan sürecin fotoğrafını da çekiyor. Tam da bu yüzden kitabı okurken sık sık duraklayıp kaçırılan fırsatlara ve tüketilen imkânlara iç geçirerek, “Tam da bugünü anlatıyor.” “Tarih tekerrür etmiş tamamen.” gibi cümleleri mırıldanmak mümkün.
Feyza Şener
Kaynak : https://arkakapak.babil.com/filistin-nasil-bolusturuldu/